Sergüzeşt
Sergüzeşt
Kısaca yol kitabım da diyebiliriz ince olduğu için yanında
taşımanın rahat olduğu kitapları yolda, kalın olanları evde okumayı çoğunlukla
tercih ediyorum. Eğer çok sevdiğim bir kitapsa kalında olsa yola beraber
çıkıyoruz 😊 Bu kitapta yine fuarda aldığım kitaplardan biri kitapta yine eski kelimeler
kullanılıyor ve böyle olduğu için arkasında sözlüğü de var. Tabi sözlükten
bakmak istemiyorsanız orijinal metin olan kitabı almayabilirsiniz. Benim bu
kelimelerin kullanımı hoşuma gittiği için orijinal metin olmasını tercih ettim.
Eser 1305/1889 yılında ilk kez yayınlanmaya başlamıştır. Dilber küçücük
yaşta esir olarak verilmişti. Yaşadığı evde esir olduğu sürekli hatırlatılarak
çocuk olduğu unutulup üzerine iş yükü veriliyordu. Oysaki dilber yaşıtları gibi
oyun oynamak istiyordu. Ona bütün gün evde her işi yaptırıyorlar ve geceleri yorgun
bir şekilde odasında karanlıkta korkudan uyuyamıyordu. Bir gün evi süpürürken
Atiye hanımın oyuncaklarla oynadığını görünce elindeki süpürgeyi bırakıp onun
yanına oturdu. Hanımı oyuncağa bakarken yakalayıp dilberi döverek süpürgeyi
bıraktığı yere götürdü. Dilber ağlamaya bile cesaret edemiyordu. Daha sonraları
dil öğrenmek için vazifesini yaptıktan sonra Atiye hanımla dil öğrenmeye
göndermeye başladılar. Aradan haftalar aylar geçiyordu. Atiye hanım Dilber ile
oyun oynamak istese de Atiye’ nin validesi pis halayık diye Dilberi kovardı.
Mektebe gitmek Dilberin hoşuna gidiyordu. Ona sadece orada çocuk gibi
davranıyorlardı. Mektepte bir gün Latife diye biri onunla konuşup kim olduğunu
öğrenir ve oyuncağı olmadığı için ona oyuncağını verir. Dilberin ilk kez bir
oyuncağı olmuştur ve kimse görmesin diye alır onu odasında ki dolabına saklar.
Latife onun için üzüldüğü için her görüştüklerinde bir şeyler vermeye başlar. Ve o
nereye saklayacağını şaşırırdı. Yaşadığı evde bir gün tesadüfen Dilberin
odasında Latifeden aldıklarını yakalayıp ona hırsız muamelesi yaparlar.
Çalmadığını anlatsa da kimse inanmaz ve oyuncaklarını, şekerlerini hepsini camdan
atarlar. Dilber artık daha fazla dayanamaz ve saat geç olup herkes uyuduktan sonra evden kaçmaya karar verir. Gizlice
odadan gecenin karanlığında dışarıya çıkar. Dışarı çıktığında çok yorgun olduğu
için bayılır ve uyandığında bilmediği bir evdedir. Bulan kişi kimin halayığı
olduğunu sorar ve onu oraya götürmek ister. Olduğu ev Latifelerin evidir. Latife annesine, Dilberin dövüldüğünü iş yaptırıldığını anlatır ve geri
göndermemesini söyler. Dilberin yaşadığı evdekiler onun kaçtığını anlamıştır
tam aradıkları sırada Latifenin annesi gelir ve Dilberin kendisinde olduğunu
söyler. Çocuğa yaptıkları için onlara kızar ve bunları yapma haklarının
olmadığını söyler. Ancak hanım sinirlenir kendi halayığına istediği gibi
davranacağını kimsenin karışamayacağını anlatır. Dilberi geri alırlar ve döverek
ceza verip dolaba kilitlerler. Daha sonra Dilber kurallara itaat etmediği için tekrar
başka eve satılır. Satıldığı ev Celal beyin yaşadığı evdir. Evin beyi ilk
zamanlar Dilber ile ilgilenmese de daha sonra büyük bir aşka tutulur. Bu aşk
karşılıksız da değildir. Dilber de Celal beye karşı aynı duyguları
hissetmektedir. Ancak bu durum fark edildiğinde olay farklı bir boyut alır.
Yaşamın her zamanında zorluklar olur. Bazı insanlar hayata bir adım
daha önde başlarlar. Hayat herkese her zaman adil davranmaz. Kimimiz
hayatımızın bazı dönemlerinde zor zamanlar geçiririz. Kimimiz bütün hayatımız
boyunca kötü şeylere maruz kalırız. Bazen hayat çok sıkıcı gelir ama aslında ne
kadar şanslı olduğumuzu fark etmemiz için kötü hayat yaşanları fark etmeden
anlamayız. Umarım hayatınız boyunca her zaman şanslı olduğunuzu hissedecek
zamanlar geçirirsiniz.
Keyifli okumalar 😊
Yorumlar
Yorum Gönder